BÖLÜM 4 – MUTLULUK

İkinci ve üçüncü bölümün sonlarını aynı yazmışsın diyenleri duya biliyorum. Yada, yok artık dediğinizi duya biliyorum. Bu sonlar neden aynı diyenler okuduğunuz iki karakter olan Berfe ve Rojda aynı kişiler. Yok artık diyenler sizse doğru tahmin ettiniz. Rojda ve Berfe aynı kişiler. Rojda ismini kod adı olarak kullanıyordu. Berfe ismi ise gerçek ve kendi kadar güzel ismiydi. Bir tesadüf müydü bunlar. Bence hayır. Kader denen ve alnımıza yazılmış olan o çizginin işleriydi bunlar. İnsanları uçurumun dibine gönderip daha sonra oradan çıkmalarını beklemek bu çizgiye özgü bir şey galiba.

Berfe’nin babası öldüğünde ve eniştesinin tacizlerine sessiz kalmadığında aç ve tek başına kalmıştı. Kendisine uzatılan eli kurtuluş sanmış ve sıkı sıkı tutmuştu. Ama bilmiyordu kendisini ölüme götüren, o uçurumun dibinden çekip almayacak ve düşmesine izin verilecek bir çizgi olduğunu. Ama Rojda’nın hikâyesinde anlattığım gibi bırakıp gitmeyi çok istiyordu. Kendisine göre olmadığını biliyor fakat elinden hiç bir şey gelmiyordu.

Tam ellerini omzuna koyup battaniyeyi sıkılaştıracaktı ki kalktı adam. Bir anda karşısına geçip sert bir şekilde Berfe ’ye baktı. Göz göze geldiler ve Çocuğun tedirginliği battaniyeyi görünce kayboldu.

Murat karşısında ki kızı görünce şaşırdı. ‘Bu ne güzellik’ dedi içinden. Aynı şeyleri Berfe’de düşünüyordu ‘bu ne yakışıklı çocuk’. Ben şu markette çalışıyorum, uyuyup kaldığını görünce battaniye getirmek ve seni uyandırmak istedim. Bu soğukta donar kalırsın maazallah dedi. Murat uyuduğunun bile farkında değildi. Teşekkür edip tekrar yerine oturdu. Berfe isterse markette ısına bileceğini gelebileceğini söyledi. Murat biraz daha oturup gideceğini söyledi. Görüşürüz diyerek ayrıldı Berfe. Murat arkasından baka kaldı. Ne kadar güzel kız dedi tekrar içinden. Ne kadar yakışıklı çocuk masmavi gözleri var dedi içinden Berfe.

Markete girdikten sonra uzunca süre izledi Murat’ı. Adını niye sormadım ki diyordu kendi kendine. Adı neydi bu güzelliğin dedi Murat ve döndü markete baktı ama göremedi Berfe’yi. İkisi de kafasını salladı aynı anda. İkisi de ne yapıyorsun kendine gel dedi benliklerine. Askersin sen lan asker. Arkanda bekleyecek birisini mi istiyorsun salak herif dedi Murat. Kızım manyaklaşma kendine gel. Sen sevemezsin, sen bir gerillasın dedi Rojda.

Sevmek Irk, din, dil, mezhep ayırır mı? Peki, asker – terörist diye ayırır mı? Ne zaman gelir yerleşir kalbine insanın? Şanlı bir orduya mensup Murat’la, Terörist Rojda birbirini sevebilirler miydi? Sevemezlerdi. Bu imkânsızdı. Sabah sevip akşam birbirlerine mi sıkacaklardı. Baştan imkansız bir aşktı bu yada adı her neyse. Rojda kendine gerilla diyor ama biz terörist diyorduk. Peki, isteyerek mi terörist olmuştu, iyi tarafından bakılacak bir yanı yok muydu? Hem açlıktan ölecekti neredeyse iyi bildiği el kötülüğe götürdüyse Rojda kötümü oluyordu. Veya geceleri Rojda olan ama sabahları Berfe olan güzeller güzeli kız kötümü oluyordu. Müfredatın değişik kitaplarında bu konu hakkında tek bir cümle vardır. Örgüte üyeysen kesinlikle teröristsin. Peki ya kalbe düşen sevdanın müfredatında bu böyle midir gerçekten.

Murat soğuk havayı iyice kemiklerinde hissedince kalktı banktan. Deve sigarasını yaktı ve yürümeye başladı. Bir daha dönüp baktı markete ama uzaktan göremiyordu. Bir daha görür müyüm acaba dedi Murat. Gidiyor yakışıklı çocuk, bir daha görür müyüm acaba dedi Berfe. Evinin kapısını aralarken girmek istemedi içeri hiç. Geri dönsem, markete girsem, ısınmaya geldim desem, ismini söyler benimle konuşur muydu acaba. Dizginleyemiyordu içindeki duyguyu. Sıcak duşunu alırken de, yatağına yattığında da devamlı güzel kız aklından çıkmıyordu. Bu düşüncelerle daldı uykusuna. Sevmemek için kendisini zorlayan Yalnızlık çeken Murat’ın içine bir anda öyle bir alev düşmüştü ki yakıp kavuruyordu içini. Çok güzel bir uyku çekti o gece. Yüzünde devamlı bir gülümsemeyle uyuyordu.

Mutluluk hiç beklenmedik anda gelir insana. İşte o mutluluğun gelişini görmek ve peşini bırakmamak önemli. Murat o mutluluğu gördü ve aklının içindeki düşüncelere aldırmadan peşine düştü.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir