BÖLÜM 9 – GERÇEKLER

İstanbul Asayiş Şube ye atandım. Bu atamaya çok sevinmiştim, belki babamı bula bilecektim. Ama pek umduğum gibi gitmedi. Öyle bir cehennemdi ki burası, her gün gelen dosyalardan kafamı kaldıramıyordum. Özel hayatıma bile vakit ayıramıyordum.
Bir gün ölümlü trafik kazası bilgisi geldi. Hazırlanıp çıktık. Geldiğimizde ambulanslar gelmiş, yaralılarla ilgileniyorlardı. Etrafı kontrol ettikten sonra merkeze döndük. Raporlar ve dosyaları kontrol edip kaldıracaktık. O arada şoför bayanın ismi dikkatimi çekti. Derya Doğan Yılmaz. Evlenmeden önceki soy isminin Doğan olması dikkatimi çekti. Hemen diğer bilgilerini kontrol edince, baba isminin Haluk DOĞAN olduğunu gördüm. Tesadüftür diye geçiştirmek istedim ama geçiştiremedim. Ufak bir araştırmayla, Annemin okuduğu üniversiteden mezun olduğunu öğrendim. Aklıma kızın doğum tarihine bakmak geldi. Benden 8 ay önce doğduğunu görünce, iyice kafama yerleşmişti kardeşim olması düşüncesi. Hemen hastaneye gidip kaldığı odaya girdim. Sormak istedim ama bilmiyordur diye düşündüm. Odaya girdiğimde uyuyordu ya da baygındı emin değilim ama cebimden delil poşeti çıkarıp saçından biraz alıp koydum. Özel olarak DNA yaptırıp sonuçların çıkmasını bekledim. Sonuçlar geldiğinde hiç yanılmadığım ortaya çıkmıştı. Kardeştik. İstenen bebek oydu ama ben istenmeyen bebektim. Çok sinirliydim ona. Uzun uzun araştırdım onu. Evine bile girdim gizlice. Komple aradım evini, alt katta kimya laboratuvarı olduğunu görmüştüm ama önemsememiştim.
Yine takip ettiğim zamanlardan bir gün, bir erkekle buluştuğunu gördüm. Adamın ismi Halil’miş. Kazadan sonra, kaldırıldığı hastanedeki doktor olduğunu öğrendim. Devamlı olarak takip etmeye başladım. İçimdeki nefret ve kin bitmek bilmiyordu. Bir kaşık suda boğmak istiyor, kendimi zor tutuyordum. Deryanın evine girip çıkmaya başlamışlardı. Aklımda bazı fikirler belirdi. Hemen kimya laboratuvarı aklıma geldi, poliproplen kova ve hidroflorik asit alıp onun olmadığı bir gün laboratuvarına gizledim. Bir gece deryanın evine geldiler tekrar. Kendimi evin bahçesinde gizledim. Evde tartışma sesleri duydum ve bir anda kapıyı çekip gitti Halil. Arkasında yanaşıp bayılttım ve çalılıkların arasına sakladım. Direk eve yönelip gizlice girdim. Deryayı mışıl mışıl uyutmak için yüzüne ilaç sıktım. Daha sonra Halil’i alıp sürükleyerek aşağı kata indirdim. Kovanın içine asidi doldurdum. Halil halen baygındı. Ellerini ve ayaklarını bağladım. Ardından boğazını sıkarak öldürdüm. Ardından, asit dolu kovanın içine bıraktım. Asidin içerisinde eriyen vücudu izledikçe zevk almaya başlamıştım. Kovanın içinde erimiş olan cesetle asidi dışarı götürüp, uzak bir yerde döktüm.
Birkaç gün geçmişti. Merkezde oturmuş, bilgisayarda dosya işlemeleri yapıyordum. Önümüze kayıp dosyası geldi. Kontrol ettim Halil’in dosyasıydı. Baş komiser durmuşa götürdüm dosyayı. Biraz ilgilendi ama bir şey bulamadı. Adam ülkeyi terk etti bence, diye düşündü ve dosyayı kenarı attı. Aklımdaki planlar tamamıyla çökmüştü. Bende gidip üsteleyemedim, dikkat çekmemek için. Bu sırada halen takip ediyordum Derya’yı. Bu takip esnasında yanında yine birisiyle gördüm. Adamın adı Mehmet’miş, tedavi için gittiği psikologmuş. Uzun süre bekledim eve gitmesi için ama gitmiyordu. Daha sonra bir gece elinde yemeklerle eve geldi. Gece yarısına biraz geçmişti ki, Mehmet evden çıktı. Daha sonrasında dikkatlice işlemlerimi tamamladım. Kova üzerinde, ikisine ait DNA bulunması için izler bıraktım. İşimi bitirdikten sonra, kayıp dosyasının gelmesi için beklemeye başladım. Dosya geldikten sonra Hemen Baş komiser Durmuş’a verdim ve aradaki ilişkiyi çözmesini bekledim ama çözemedi. Ne yapacağımı bilemedim ve diğer kayıp dosyasını üstlere koydum. Sonunda aradaki ilişkiyi anladı ve işlemlere başladı. Bu dosyaları kapatmak için yapılması gereken şeyin, kadınla yakınlık kurmak olduğunu söyledim ama Baş Komisere göre kendisi buldu bu fikri. Daha sonrasında her şey çorap söküğü gibi geldi.
Şimdi o demir parmaklıkların arkasında. Annemi, günde üç paket sigara içirecek kadar üzüntüye sokan ve kanser edip yavaş yavaş çürüyerek ölmesine sebep oldukları gibi bende onun parmaklıklar ardında çürümesine sebep oldum. Bu durumdan hiç pişman değilim ve zevk aldım.
Babam beni istenmeyen bebek ilan etmişti. Annem ona uyup beni aldırmış olsaydı, ben olmayacaktım. Eğer, ben Babama göre bu dünyaya gelecek kadar değersiz birisiysem, oda benim için işte o kadar değersiz biri.

=SON=

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir