BÖLÜM 7

Hayri çok sessizdi, hiç konuşmuyordu bizlerle. Hayri ile iletişim kuramıyor, ne fikir ala biliyorduk ne de bir konu hakkında fikirlerini. Saçı sakalı komple karışmıştı birbirine. Bir şeyler planladığı belliydi ama kimseyle konuşmuyordu. Ne planlıyorsun diye sorduğumda bana uzun uzun sessizce baktı. Sessizliğin bir dili olduğunu o anda anladım. Gözlerimin içine uzun uzun baktığında beni yalnız bırak dediğini anlamıştım. Gözlerime bakmadan sessizce kafasını sallıyorsa hayır demekti. Gözlerime kısa süre bakıp da kafasını çevirdiyse bu evet demekti. Ama kaşlarını çatıp ta bana bakıyorsa o zaman çok büyük küfürler savurduğunu anlıyordum. Hayriye ait sessizlik dilini çözmüştüm artık. Sessizliğini bozması tam altı ay sürmüştü. Bana çok değişik bir şekilde bakmış ne demek istediğini anlayamamıştım, sonunda zamanı geldi diyerek kalktı ve bende peşine takıldım. Konuşuyor diye seviniyor ve yürürken kendisine sarılıyordum. Asıl serüven o dakikadan sonra başladı.

 

Benden güvenilir adamlar bulmamı istedi, dışarıdan olmamasını bizim içimizden olmasını söyledi. Ne yapacağımızı sorduğumda sadece Kardeşlerimin, sevdiğimin ve cinsiyetini dahi öğrenemediğim bebeğimin intikamını alacağız dedi. Ben bu durumda ne yapacağımı bilemedim ama hemen arayışa koyuldum. Bir kaç arkadaş buldum ve Hayrinin yanına geldim. Hayri herkese silah verdi, ben bu silahları hiç görmemiştim ve oldukça iyi silahlardı. Bu silahları nereden bulduğunu sorduğumda bulduk bir yerlerden dedi ve geçiştirdi.

 

Bütün ekibi bir evin arka sokağına götürdü, bu bela kokan karanlık sokakta ne yapacağımızı bilmiyorduk. Bu belirsiz bekleyiş kısa sürede bitti çünkü beklediğimiz evin kapısına bir araba yanaştı. Şoförle beraber dört kişi indi araçtan. Önde oturan kişi kapıyı açtı, arkada oturan kişi kapıyı kapatıp çevre kontrolüne başladı, şoförde arabadan inip çevre kontrolüne başladı. Arabadan inen kişi, ağır adımlarla eve girdi. Şoför arabayı ileri bırakıp kapının önüne geldi, ön kapıda iki kişi vardı, diğer koruma evin içindeydi. Hayri Başkan bizi topladı, içeri giren kişi, Reis lakaplı arkadaşlarımızı katleden cani katil dedi. Biz o ana kadar ne olduğunu anlayamamıştık ama şuan aklımızdan geçen tek şey intikamdı. Kapıda bekleyen iki kişiyi etkisiz hale getirdik. Kapıda iki kişi bıraktık biz bahçeden dolandık, Hayri başkan ben ve üç kişi daha. Arka kapıyı biraz zorlayarak açtık. Daha sonra bir kişi kapıya gidip kapıda bekleyen iki kişiyi de içeri aldı. Üst kata doğru harekete geçtik. Kapıdan içeri aldığımız iki kişi alt katı kontrol ediyordu. Üst katta diğer korumayı görüp derdest ettik. Reis denilen herifin hangi odada olduğunu öğrendik. Hayri Başkan girmeden hepimizi uyardı, kendisi öldürecekmiş. Bir anda kapıyı açıp daldık içeri, adam şaşkınlıkla baka kaldı aynı şekilde bizde, o anda silah sesiyle kendimize geldik. Hayri Başkan ateşlemişti silahını. Reis yatağa düştü, Hayri yanına giderek, Yeni Mahallede ki arkadaşlarım ve Minemin intikamı için diyerek kafasına doğrulttuğu silahı tekrar ateşledi. Uzun zaman sonra ilk defa Hayri’nin gözlerinde bir rahatlık görmüştüm. Ama bu yaptıklarının bir sonucu olacağının farkındaydı ve bizde farkındaydık. Dışarı çıkarken adamın korumalarını çekti; sizi burada öldüre bilirdim ama öldürmüyorum, biz buradan çıktıktan sonra sizde çıkıp gideceksiniz ve kim reisle iş yapıyor veya reise iş yaptırıyorsa söyleyin onlara, Hayri Başkan gelip arkadaşlarının ve sevdiği kadının intikamını aldı. Ardımıza bile bakmadan çekip gittik oradan. Benim Hayri’yi Hayri olarak son görüşüm oldu. Hatta belki de Mine öldürülmeden önce görmüş olabilirim. Bakışlarıyla ve konuşmalarıyla bu işin bitmediğini belli ediyordu. Öylede oldu. Öyle bir değiştik ki ikimizde, koca Ankara bizi konuşuyordu.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir