BÖLÜM 5 – UMUTSUZ BEKLEYİŞ

Murat devamlı olarak güzel kızla karşılaştıkları parka gitmeye başladı. İlk başlarda sadece parkta oturuyor deve sigarasından içiyordu. Ama bir türlü kız gelmeyince kendisi bir cesaret markete gitmeye karar verdi. Bir akşam kışladan çıkmış yine parka gelmişti. Biraz bekledikten sonra kız gelmeyince markete girdi. Markette dolandı ufak tefek şeyler alıp kasaya yanaştı. Ama o güzel kız yoktu. Kasiyere sorma cesaretini gösteremedi ve çıkıp gitti. Biraz ilerledikten sonra geri dönüp markete girdi ve sordu. Buralarda bir bayan vardı geçen gün parkta karşılaşmış biraz sohbet etmiştik burada mı acaba kendisi diye sordu. Ama burada birkaç tane bayan var hangisinden bahsediyorsunuz diye cevap alınca çok canı sıkıldı ama tarif ederek anlatmaya çalıştı. Kız hemen anladı ve siz Berfe den bahsediyorsunuz. O haftada bir iki gün gelir. Ne zaman gelir peki sorusuna doğru düzgün cevap alamadı. Patron ne zaman çağırırsa o zaman gelir biz bilmiyoruz yani geleceği günü. Her gün markete girip sigara alıp çıkmaya başladı. Haftada birkaç gün gelir demişti kasiyer ama neredeyse bir hafta olmuştu ama yoktu. Yılmadan gitmeye devam etti markete ve parka gitmeye ama kız yoktu.

Gece baskınıyla bir karakola saldırı haberi geldi. Apar topar kışlaya dönerek hazırlandı murat. Hemen Timiyle beraber karakola gittiler. Bir hafta boyunca geri takiple gelen teröristleri aradılar ama yoktu. Karakolu koruma altına alarak, güvenliği sağlamak amacıyla birkaç gün karakolda kalacakları kesinleşti. Murat’ın aklında Berfe ismi ve o güzel gözler vardı. Sadece Berfe’yi düşünüyordu. Ne güzel ismi var diye düşündü. Anlamını merak etti ama bakamıyordu internet olmadığı için. Merkeze inince birisine sormalıyım diye düşüncelerle nöbetini tutmaya devam ediyordu.

Rojda karakol saldırısı planlarının en başında yer alıyordu. Özel olarak kendisine verilen görevler vardı. Bu yüzden bir haftadır Tendürek dağında yatıp kalkıyor, şehirdeki işine gitmiyordu. Uzun çalışma ve tartışma sonrası saldırının nasıl olacağı kesinleşmiş, karakola saldırı emrini Rojda’nın sıkacağı kurşun verecekti. Kanas ile yerine kurulmuş dışarıya rütbeli birisinin çıkmasını bekliyordu. Uzunca süre bekledi fakat kimse çıkmıyordu. En son karakolun penceresinden biri sarkmış bir şeyler söylüyordu. Omzundaki rütbeyi anlayamadı ama rütbe takma iliği olduğunu kestiriyordu. İşte beklediği rütbeli askerdi. Tam nişanı almış ateş etmişti. Komutanın ateş esnasında doğrulup perdeyi kapatma esnasında kurşun geldi ve sağ omzundan girdi. O anda büyük bir kıyamet koptu. Her yerden silah sesleri geliyor. Ama komutanın ölmemesi nedeniyle askerler komutansız kalmadığı için terör gurubu çok zorlanmıştı. Uzunca süren çatışmalar sabaha karşı gün ayması sonrası teröristlerin geri çekilmesi ile son buldu. Karakolu almak için gelmelerine rağmen başarısız olmuş geri çekilmişlerdi. Ardından hızla geri çekilerek kendi bölgelerine kaçtılar. Rojda başarısız olmaları nedeniyle aşırı sinirli bir şekilde ilerlerken altında gelenlere bağırıyordu. En son gizlendikleri yere geldiklerinde Rojda gurubu bırakarak şehre kaçtı. Sivil hayatına geri dönmesi gerekiyordu.

Berfe markette işine geri dönmüştü. İşyerinden arkadaşı Murat’ı tarif ederek kendisini sorduğunu söyledi. Hemen tanıdı yakışıklı çocuğu. Ne zaman geldi, ne sordu, nasıldı şeklinde sorular yağdırıyor detayları öğrenmeye çalışıyordu. Her gün gelip sigara aldığını en son kendisini sorduğunu öğrenince yüzünde ufak bir gülümse içinde ise büyük bir ateş vardı. Normalde iki üç gün çalışır giderdi ama bu sefer bir hafta boyunca ayrılmadı marketten. Ama Murat gelmedi. Demek ki sıkılmıştı beklemekten. Keşke daha önce gelseydim işe diye geçirdi içinden. Zaten başarısızda olduk diye yakınıyordu.

Murat uzunca süre sonra karakoldan gelmiş kışlaya girmişti. Hemen üstünü başını değiştirerek markete ardından parka geçti. Marketteki kıza tekrar sormuştu dayanamayıp. Dün markette olduğunu bugün köyüne gitmiş olabileceğini söyleyince üzüldü. Ama gidip gelmeye devam edecekti. Muhakkak bir gün denk geleceğiz seninle güzel kız.

Birbirlerinin ne iş yaptığından habersiz karşılıklı olarak içlerinde büyütüyorlardı sevgilerini. Ama karşılaşmaları sanki başka bir el tarafından engelleniyordu. O el gelecekte yaşana bileceklerin farkındaymış gibi engel koyuyordu aralarına. Berfe yoktu Murat geldi. Murat yoktu Berfe geldi. Ama bir türlü karşılaşamadılar tekrardan.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir